Sonbaharda Ne Yapılmalı: “İlk Mevsim Hikayesi”

“Belki kainatın en güzel sonbaharıdır bu, sonrası kıyamet.“9 dakika


88

  Sonbaharda Ne Yapılmalı: “İlk Mevsim Hikayesi”

“Belki kainatın en güzel sonbaharıdır bu, sonrası kıyamet.“


İçe Açılan Kapılar adlı yazım için tıklayın…

Diğer Edebiyat içeriklerine ulaşmak için tıklayın…


  Güneş tenimizi yakıyorsa, ay da gönlümüze vuruyor kuşkusuz. Tam da ayın en güzel zamanında, bir dolunay akşamında sonbahara merhaba demek gerekiyor artık.

    Eylül ayı tüm kavrulmuşluğuyla gelmişken ve tam da sonbaharın en güzel yerindeyken yapılacak ne kadar çok şey var. Yapılacak kadar durulacak da çok şey var elbet.

    Zamanın insana büyük bir ödül, bu ödülün de yitirilmesiyle meşhur olduğunu anladığım günden beri diyorum ki, zamanla yarışamazsın ama aynı yolda yürüyebilirsiniz, yan yana. 

   Ömrünün son eylülü olanlar olacaktır, her şeyden habersiz. Belki kainatın en güzel sonbaharıdır bu, sonrası kıyamet. Ya da kışa en uzun varış. Önce derin bir nefes almak lazım her durumda ki; dünyanın döndüğünü  anlayalım. 

  1. Durmalı ve dinlemeli, kendini, ruhunu, rengini anlamalı. Durmak; yanlış yolda gidenlerin inadına hala en değerli hamle.
  2. Sahile karşı serilmeli. Kızgın kumlardan serin sulara atlanılan yazın geride kaldığını, çabuk geçen zamanın bir hoş sedasını akşam üstü duymalı.
  3. Her ömrün bir Eylül’ü var, diyor şair. Ömüre ömür katılmalı. Önce şiir olunmalı sonra şairi duymalı.
  4. Bir akşam vakti en sevdiğin şarkıyla karşıdan karşıya geçerken yaşamın hızına bakmalı. Kaybolmanın, bir mevsimde yok olmanın, ihtimaller denizinde boğulmanın güzelliğine inanmalı.
  5. Denize karşı bir bankta; tercihen güneşin batmaya başladığı anlarda, gidenleri izlemeye gemilerden ve günlerden başlanıp, biraz da susmalı. 
  6. En güzel dizelerin yazıldığı aşklara, sevmelerin savaş meydanına, kadına, erkeğe, insana güzel bir anı bırakmalı.
  7. Doğayla aramızı iyi tutup sabah serinliğine göz kırpmalı, konfor alanını daraltıp rotasız bir yolda biraz yürümeli.
  8. Kahkahaların yükseldiği bir akşam vakti; en kalabalık sofrada, yan yana dostlarla, masaya bir tabak daha eklenmeli.
  9. Daha çok okuyup yazmalı, biraz da tarihte kaybolmalı. Biriken kelimeleri kurutup diğer sonbaharlara saklamalı.
  10. Kendinle barışmalı. Her mevsim yüzünü, yüzüne dönmekte, doğa dünyayı affetmekte, yeryüzü “var olmayı” keşfetmekte. İç savaşları bitirip bir sabah kendine geç kalmak yerine artık “varılmalı”.

      Ne izlenmeli: Bir sonbahar akşamında balkonunuzda, aşkla bağınız sağlamsa “aşkın yüzü”. Yalnızlığa gücünüz varsa ayın şavkı. Güzele, güzelliğe, insana ve hikayeye inancınız tamsa “Umudunu Kaybetme (Orijinal adı: The Pursuit of Happyness)“. 

 – Bir daha kimsenin sana bir şeyi yapamayacağını söylemesine izin verme, benim bile. Bir hayalin varsa peşini bırakmamalısın. İnsanlar kendilerinin yapamadıkları şeyleri senin de yapamayacağını söyler. Bir şeyi istiyorsan peşini bırakma! Git ve al! O kadar! “The Pursuit of Happyness”

      Ne dinlemeli: Bir sonbahar ayında, erken yaşta ölen ve her daim tutkusuyla hatırlayacağımız kaldırım serçesi. Edith Piaf “La Vie En Rose”. 

       Ne okunmalı: “Bin Muhteşem Güneş – Khaled Hosseini“

– “Belki de yüreksizlerin asıl cezası budur; gerçeği, iş işten geçtikten sonra, artık yapılabilecek hiçbir şey kalmadığında görmek.”

    Son olarak; tükettiğin, var edeceğin ve yaşayacağın tüm sonbaharlara teşekkür etmeyi unutma.

Son, bahar diye bakma en güzel kışının baharıdır bilemezsin.

[zombify_post]


Beğendin mi? Arkadaşlarınla paylaş!

88
Fatma Erol<span class="bp-verified-badge"></span>

3 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir