İçe Açılan Kapılar

Montaine şöyle der: “Bir kapının kapalı olduğunu anlamak için o kapıyı itmek gerekir.”7 dakika


56

 

Montaine şöyle der: “Bir kapının kapalı olduğunu anlamak için o kapıyı itmek gerekir.”

   Hayatın her anında seçeneklerle ve ihtimallerle sınanıyoruz. Kendi içimizde yaptığımız dört işlemler ve alınan aritmetik ortalamalar hep daha iyisine sahip olmaya, hep daha güzeline ait olmaya yönelik. Oyunun sonunda ise; elimizde sadece herhangi bir ihtimalin herhangi bir noktasındaki durum kalıyor. Yani ne çıkılan yolda beklenildiği gibi yürüyebiliyor insan ne de yolun sonu bir durağa varıyor. Çünkü maalesef ki “hayat doğrusal değil". Hesaplamaların, doğruların ve yanlışların birbirine karıştığı büyük bir mürekkep denizi benim için “an”. Ve o kadar zamansız, kendi içinde dönen bir yörünge. Zincirden bir halka kopsa tüm düzen değişir, halkanın hakkı da eskisi gibi kalmaz. Ve biz o zincire de ait olmayız.

   Bu bilinmezlikler denizinde tek bir doğru var demek imkansız ama her insanın doğrularını sadece kendisinin bulabileceğine inanıyorum. Çünkü yolda sensin yolcuda. Arz talep dengesi tam olarak senin grafiğin aslında ve adım attığın her an da bu grafiği sen şekillendiriyorsun. Kendini tanıma, kendine ait olma da burda önemli oluyor. Neyi istediğini bilmeyen birine evren yardım edemez ve yollar genelde rotası belli olanlara yardımcıdır. 

   Kendini bilme ve var etme yolu hep değişecektir kuşkusuz; yaşanılanlar, tecrübe edilenler, karşılaşılanlar. Her biri farklı renkte bir damla olacak ve ortaya büyük bir harmoni çıkacaktır her şartta. Ama insan bilir hangi rengin içinde eriyeceğini, ton ton neye yakınlaşarak açılacağını bilir. 

  Sesi dinlemek lazım. İçimizdeki sesi. Dışarıya açılmak içeriye kapanmaktır her daim. Biraz içeride kalmak kapıları kapatmak ve o sesin kendini duyurmasına izin vermek lazım. Kendi olma yolunda ve kendini bulma yolunda tek bir anın bile nelere neden olacağını, kapının içeriden mi dışarıdan mı açılacağını bilmiyoruz. Hala bilmiyoruz ve bu konu her zaman toy olacağımız tek konu. 

   Tanımlamadığımız ve tanımadığımız duyguları hissetmemiz de, kişiliğimizi de algılamamız zor olacaktır. Deneyimlemediğimiz bu nedenle de farkında olmadığımız o kadar duygu ve tecrübe varken her şeye rağmen; “denemek zorundayız, kendimizi denemek, bulana kadar devam etmek ve o kişiyi oldurana eklemek zorundayız”. 

    Bilmiyorsun; çünkü hala denemedin. O kapıyı çal, ihtimalleri dene, yeniden yaşa. Kendinle savaştığında kazananın olmayacağını bil ve en uzun ilişkinin kalbinle olacağını öğren. Sevmek, öğrenmek, sahip olmak ve birçok fiil hala birinci tekil şahısta.

     İçsel tecrübe ahlaktan muaf, bu yüzden vicdanında aklıyorsan her şey mübah.

[zombify_post]


Beğendin mi? Arkadaşlarınla paylaş!

56
Fatma Erol<span class="bp-verified-badge"></span>

Bir Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir