Değerli Tek Birim; Zaman

“Zaman geçmesiyle meşhur.”10 dakika


60

Değerli Tek Birim ; Zaman

“Zaman geçmesiyle meşhur.”


O An: “Kırkbeş Saniye” Gölcük adlı yazım için tıklayın…

Diğer Dünya İçeriklerine ulaşmak için tıklayın…


Hayatın tek bir birimi var o da zaman. Nasıl tutulur elde bilmiyorum. Tutabilen olduğunu da sanmıyorum. O kadar öznel, spesifik ve farklı bir algı ki zaman; insan anlatırken bile çelişkiye düşüyor. Satın alınabilir mi? İmkansız. Sadece değerlendirilebilir benim gözümde. Kıymetli bir şeyi keşfettiğinizde onu hayatınızın neresine koyacağınızı veya evinizde nerede saklayacağınızı bilemediğiniz vaziyetler oldu mu? İşte “zaman” da öyle. Kıymetini anlamak için bir süre çarçur etmeniz, muallakta kalmanız gerekiyor.

   Her anın tekrarsızlığı ve kendine aitliği sürekli algımızdaymış gibi sanıyoruz. Alakası yok. İnsan her şeye çabuk alışmaya, “kötü” şeylere daha çabuk alışmaya müsait bir canlı. Zamansız tekerrürler bu yüzden hayatımızın keşkelerini oluşturuyor. Ve  zamanın değerini her gün daha çok anlamamıza rağmen tek bi anı bile özelleştiremiyoruz, özleştiremiyoruz. Tek düzeliğin güvenli kollarında yaşamak her zaman daha iyi geliyor. Cesaretle aydınlanma arasındaki grafikte hep ortalarda ama inatla hamlesiz kalıyoruz.

     An çok kısa, anı değerli. Ve ne ne zaman sonlanır bilinmeyen bir hikayedeyiz. Bugün son günümüz olsa neler ister neler yapardık bir düşünün. Kimler ne itiraflarda bulunur, kollar kimlere açılır, içimize okuduğumuz  itiraf mektuplara kimlere postalanır? Her an sonmuş gibi, her an sonsuzmuş gibi bu yüzden tekrara düşen günlere bakakalmakla her anı yaşamak zıt bir çizgide. 

    Bir reçete oluşturmak imkansız ama bence herkes en iyi kendine doktor olabilir. Zamanın kıymeti nasıl bilinir, zamanı en iyi nasıl değerlendiririz, kısa zamanda yapılacak en güzel şeyler. Boşvermek lazım bu içi dışı boşluğa müsait sorguları. Asıl sorulması gereken şu “nasıl daha iyi hissetmek mümkün? “Ya da mümkün mü ? 

   Alıştığınız koşullar ve tekdüzeleştik veya o tekdüzeliğin içindeki küçük farklılıklar sizi mutlu ediyorsa sözüm yok aksine tebrikler zor olanı başarmışsınız. Benim sözüm arada kalmışlara, yolu şaşırmışlara; sizden ziyade olanlara. “Keşke” ile “iyi ki” arasında boğulanlara.

   Zaman geçmekle meşhur diye bir söz var; evet geçecek ve her zaman eksik kalan bir şeyler olacak. Takılı kaldığımız yerlerde de çıktığımız tepelerde de. Bir şeyler hep daha iyi; daha güzel gelecek. Unutma; bazen komşunun bahçesindeki çimen daha yeşil gözükebilir belki de sadece göz yanılmasıdır? 

   Kabul etmek lazım; olanı, olmayanı. Hayatın verdiklerini aldıklarını, bir yolda hem yürüyüp hem yolu sorgulayamayız. Ya durmayı seçmek lazım ya da ilerlemeyi. 

   Her an kahkaha atmak imkansız ama şunu da hatırlamak gerek, son an olabilir. Birkaç güzellik lazımdır belki de sadece. Biraz da rengarenk cümleler, telkinler, kendinle savaştığında kaybeden olmaktan vazgeçmeler.

   Her ne olduysa olması gerektiği için oldu, her ne yaşadıksak biz seçtik. Hakkını vermek lazım; iyinin de kötünün de. 

   Zamanın sana ait. Ve sahip olduklarının en değerlisi, insanın kendisinin bile, heba etmesine izin verilmemesi gereken bir ödül. 

   Geçen onca zamandan sonra, bırak; güzeliyle çirkiniyle cesaret edilen anıların, ansızın ama turkuyla yapılan zararsız çılgınlıkların, her şeye rağmenlerin, en çok da “yine olsa yine” yaparımların yorgunluğu olsun, yüzünde izi kalsın. 

[zombify_post]


Beğendin mi? Arkadaşlarınla paylaş!

60
Fatma Erol<span class="bp-verified-badge"></span>

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir